Platonik Aşk

Genelde icatlar,keşifler,hastalıkların isimleri bulan kişilerin isimleri oluyor yada bu isimden esinlenerek oluşturuluyor.Peki platonik isminin esin kaynağı ne olabilir?
Zamanın baya gerisine gidelim,filozofların arasına karışalım.Şimdi birşeyler aklına gelmeye başladı mı?
Evet bakalım doğru mu tahmin etmişsin? Platon desem...Platonik Platon...

Platon okulundaki öğrencilerden birine aşık olmuş ve karşılık alamamış.O günden bugüne Platonun hatırasını yaşatmak için imkansız aşklara platonik aşk diyoruz.Her platonik aşkınızda Platonu anmayı unutmayın sakın...

Zilli

Zilli kimi zaman sevimli bir ifade olarak kimi zaman aşağılama olarak kullanılır.Küçük şirin kızları severken bazen ne zilli şey deriz.Peki zilli ne demek,nereden geliyor?Öğrenince çok şaşırdım,kökeninin Osmanlıya dayandığını tahmin edebilirmiydiniz,sanırım edemezdiniz.Sizler için sevgili Tijen araştırdı ve gün ışığına çıkardı.

Zamanın birinde kadınlardan nefret eden bir Osmanlı padişahı kadınların ayak bileklerine zil takmayı emretmiştir. Böylelikle saray içerisinde kendine yaklaşan kadınları anlayıp yolunu değiştiriyormuş. Bu olaydan sonra zilli kelimesi kadınlar için bir aşağılama olarak kullanılmış.

Peki kimdir bu kadınlardan nefret eden padişah,işte bu tarihin karanlık sayfalarında kalmış bir bilgi.Henüz bu bilgiye ulaşamadık,tozlu sayfaları araştırmaya devam ediyoruz.

Barış

Barış simgesi olarak kullanılan işaret nereden geliyor? Bu işaret ilk olarak nükleer silahlanmayı protesto ederken kullanılmış.Germen ve İskandinav alfabesinde ölümü belirten ideogrammış,Gerard Holton tarafından geliştirilerek 1958 yılında ilk olarak kullanılmış.

Bunu öğrenerek daha mutlu olduğunuz değil mi? Bilgi böyle birşey işte,mutluluk yapıyor :))

Troya Efsanesi

Mitoloji sevenler için mitolojik bir hikaye.

Troya dendiğinde akla ilk gelen, ünlü Troya Savaşı. Söylencelerle süslenmiş bu savaş, ünlü ozan Homeros'un İlyada adlı eseriyle ölümsüzleşmiş. Bu nedenle Troya'dan söz ederken tarihi gerçeklerle söylenceler iç içe geçmiş gibi düşünülüyor. Troya savaşının söylencesel öyküsü lolkos kralı Peleus ile Okyanus kızları diye anılan Nereidlerden biri olan Thetis'in düğün töreninde başlar. Düğüne haset tanrıçası Eris çağrılmamıştır. Buna çok kızan Eris, bir oyun oynamaya karar verir ve herkesin göreceği bir yere bir elma bırakıverir. Elmanın üzerinde "En güzele" yazmaktadır. Elmanın kime verileceği konusunda anlaşma sağlanamaz, Troya prensi Paris'in hakemlik yapmasına karar verilir. Antikçağ söylencelerinde bu olay, dünyanın ilk güzellik yarışması olarak anılıyor. Her üc tanrıca da Paris'e kendisini seçerse çeşitli armağanlar vereceklerini söylerler. Hera onu, Asya Kıtası'nın hakimi ve dünyanın en zengin insanı yapmayı teklif eder. Athena'nın önerisi, Paris'i dünyanın en yakışıklı, en akıllı insanı ve en güçlü savaşçısı yapmaktır. Afrodit'inkiyse dünyanın en güzel kadınının aşkını vermektir. Bu kadın Spartalı Helen'dir. Sonuçta Paris Afrodit'in önerisini kabul eder ve altın elmayı ona verir. Paris'in Sparta'ya gidip Helen'i kaçırması ve Troya'ya getirmesi Akhaları çok kızdırır ve ordularını toplayıp Troya'ya gelirler. Böylece ünlü savaş başlamış olur. Söylence, uzun zaman süren bu savaşın sonunda Akhaların galip geldiğini ve Troya'yı yakıp yıktıklarını söylüyor.

Bu elbette işin söylence yanı. Gerçekteyse Akhaların Troya'ya saldırmaları ekonomik nedenlere dayanıyordu. Ticaretin bilindiği çağlardan beri Ege dünyası, Akdeniz'i Karadeniz'e bağlayan ticaret yolları, altın, kumaş, kenevir, gemi kerestesi, kurutulmuş balık, tahıl, köle, amber, şarap, yeşim ve zeytinyağı gibi mallarla yüklü gemilerin boğazlardan geçişi bugün Çanakkale Boğazı dediğimiz yer olan Hellaspontus'un ağzında kurulu Troya'nın denetimindeydi. Troya'nın savaş gemileri bunlardan vergi alıyordu. Tunç Çağı'nın ortalarında ticaret yollarının çoğuna hakim olan Mykene, yanına Grek yarımadasının öteki krallıklarını da katarak Troya'nın buradaki egemenliğine son vermek istemiş ve bu savaşların asıl nedenleri unutulup zamanla Homeros gibi ozanların dilinde romantik bir kahramanlık destanına dönüşmüş.
 
Kaynaklar
Ceram, C, W., Tanrılar, Mezarlar ve Bilginler, Çeviri: Hayrullah
Örs, Remzi Kitabevi, 1969. Sevinç, N., Sevinç, M., G., Troia, A Turizm Yayınları, 1992.

Sadizm

Konu biraz sıradışı gelebilir ama amacım sadizmin ne olduğunu ayrıntılarıyla açıklamak değil.İsminin nereden geldiği hakkında bilgi vermek istiyorum.Öğrendiğim kadarıyla -izm lerde şahıs isimlerinden geliyor.Sadizm ismi "Marquis de Sade" dan geliyormuş.

Sade,yaklaşık 29 yılını hapishanede,3 yılını akıl hastanesinde geçirmiş Fransız aristokrat ve felsefe yazarı.Erotik edebiyatın en önemli yazarlarındandır ve genellikle sert pornografik yazılar yazardı.Yazılarında ahlakı, yasayı, dini öğeleri dikkate almadan aşırı özgürlüğü (hatta ahlaksızlığı) ve en iyinin zevk olduğunu savunuyordu.

Sade,kalesindeki kadın ve erkekler çalışanlara kötü davranmış,bir kadını kendisine cinsel anlamda hizmet etmeye zorlamıştır.Birçok fahişe onun kötü davranışlarından şikayetçiydi.Bu ve benzeri suçlardan ölüm cezasına çarptırılmış ama ceza uygulanmamış.Sade,kötü davranışlarına devam etmiştir.Hapise girme ve kaçma şeklinde devam eden hayatına siyasette girmiş,bir dönem siyasette yapmıştır.Napolyonun emriyle tekrar yakalanıp hapishaneye atılmış ve orda da genç mahkumları baştan çıkardığı için katı kuralları olan Bicêtre kalesine gönderildi.Daha sonra ailesinin katkısıyla akıl hastanesine gönderildi,burda da 13 yaşındaki hizmetliyle yeni bir maceraya atılır.Bu macera ölümüne kadar yaklaşık 4 yıl sürer.

Son Yeniçeri / Reha Çamuroğlu

Hiç bitmesin istediğim kitaplardan biriydi.Tarih severim ama akıcı bir dille romanlaştırıldığı zaman.Felsefeyi de aynı kıvamda severim.Ya kolaya kaçıyorum,kelimelerin altında kalıp boğuşmak istemiyorum ya da zor konuları anlamıyorum,sebep hangisi bilemiyorum.
Reha Çamuroğlu yeniçerilerin hiç bilmediğimiz yönlerini gayet akıcı,sade bir dille anlatmış.Osmanlı'nın bir dönemine ışık tutmuş.Kitabı okurken karakterleri gözünüzde çok rahat canlandırabiliyorsunuz.Tarih sevenler için tavisye edecebileceğim bir kitap.

Bu kitaptan neler öğrendim,gelelim bunlara.Yeniçerilerin çoğunluğunun bektaşi olduğu,yağmacı değil millet vatan aşkına savaşlara koşturan kişiler olduğunu,bektaşilerde mücerret tanımının olduğunu (mücerret,evlenmeyen,çoluk çocuğa karışmayan,dünya nimetlerinden elini eteğini çeken),insanların çıkarları uğruna çok kolay saf değiştirebileceğini (bunu çoktandır biliyordum),yeniçerilerin bir kısmının cumhuriyet istediğini,iktidar uğruna kullanlan maşaları (Kabakçı Mustafa,Alemdar Mustafa).

Netice de mutlaka okuyun bu kitabı.Tarihin ders kitaplarından farklı bir yüzü olduğunu görün.

İstanbul semt isimleri

Okumakta olduğum "Son Yeniçeri" kitabında Unkapanı isminin nerden geldiğini okuyunca araştırmaya başladım,semt isimlerinin bir anlamı var mıydı?
Kitaba göre;Osmanlı zamanında uncuların bulunduğu semte Unkapanı denirmiş,bir de yağkapanı var orada da yağcılar bulunurmuş ama onun şimdiki adını bulamadım.
Çok önceden tv de bir programda bir konuk bazı semtlerin isminin nerden geldiğini anlatmıştı.Hatırladığım kadarıyla paylaşmak istiyorum.

Caddebostan,adından da anlaşılcağı üzere bostanlar varmış bu semtte.İsmi bu şekilde günümüze kadar gelmiş.
Şaşkınbakkal,kuş uçmaz kervan geçmez biryerde adamcağızın biri bakkal açmış ve şaşkınbakkal olmuş orasının ismi.

Diğer semtler için biraz araştırma daha doğrusu google da bir iki tık yaptıktan sonra paylaşıma hazırlar,ilginç bulduğum birkaçını sizlerle paylaşmak istiyorum.

AYRILIK ÇEŞMESİ (İstanbul)
Anadolu yakasında,Kadıköyden Acıbadem e giderken Haydarpaşadan gelen yolla kesiştiği yerdeki semttir.Eskiden Trakya ve İstanbuldan hacca gidecek olanlar burada toplanırlar ve hepbirlikte yola çıkarlarmış.Hacı adayları yakınları ile burada vedalaşıp yola çıktıklarından semte Ayrılık çeşmesi adı verilmiştir.
BAHARİYE (İstanbul)
Anadolu yakasında,Kadıköy-Fenerbahçe-Moda arasındadır.Kentte yerleşimin yaygın olmadığı dönemlerde,İstanbulluların yazlık olarak kullandıkları Bir semtti.Bir söylentiye göre,bahar aylarında semtteki hareketliliğin artması Sebebiyle baharlık anlamında Bahariye adı verildiğidir.
BALMUMCU (İstanbul)
Avrupa yakasında,Yıldız-Dikilitaş-Zincirlikuyu-Ortaköy arasındadır. 19.yy. başlarında (II.Mahmut dönemi) bugünkü Balmumcu semtinde aynı adla anılan bir çiflik vardı.Çifliğe bu ismin verilme sebebi ise çifliğin bahçelerinin geceleri mumla aydınlatılması ve burada mum imalatı yapılmasıdır.Çiflikteki meyvaların 1915 yılına kadar halka dağıtıldığı bilinmektedir.Yöre II.Meşrutiyet sonrası mesire yeri olarak halka açılmıştır.
BEBEK
Avrupa yakasında ,Boğaz kıyısında,Arnavutköy-Rumelihisarı arasında-dır. Antik çağda Artemis in adak yeri bulunan Khelai adında küçük bir köydü. Semt adını Fatih Sultan Mehmet tarafından burada ikametle görevlendirilen Bölükbaşı nın lakabı olan Bebek ten almıştır.
BEŞİKTAŞ (İstanbul)
Avrupa yakasında,Boğaz kıyısında,Ortaköy-Dolmabahçe arasındadır. tarihte bilinen ilk adı İasonion dur . sonraları Sergion,Daphne,Diplokinion gibi isimlerle anıldı.Bugünkü adı için iki ayrı söylenti vardır.
I -Barbaros Hayrettin Paşa gemilerin bağlanması için sahile beş büyük taş diktirmiş ve bu taşlardan dolayı yöreye Beştaş denilmeye başlanmış,isim zamanla Beşiktaş a dönüşmüştür.
II –Bizans döneminde bu günkü iskele meydanına dikilen Diplokinion sütununun beşik şeklinde olması sebebiyle yöreye Beşiktaşı denmiş ,zamanla isim Beşiktaş olarak değişmiştir.
BEYKOZ (İstanbul)
Boğazın Anadolu kıyısında,Paşabahçenin kuzeyindedir.Antik çağdaki adı Amykos dur.Beykos ismi ilk defa Bizanslılar tarafından kullanılmıştır. Bithnia kralı ve Kocaeli valileri bu semtte ikamet etmişlerdir.Kos farsçada köy anlamındadır.Semtte oturan ünlü kişilerden dolayı yöreye Beykos denildiği ismin zamanla Beykoz a dönüştüğü sanılmaktadır.
BOMONTİ (İstanbul)
Avrupa yakasında,Şişli-Feriköy arasındadır.İsviçre li Bomonti kardeşler 1890 yılında bu semtte bir bira fabrikası kurarak 1902 yılına kadar işlettiler.1902 yılında Nektar şirketiyle birleşerek 1938 yılına kadar imalata devam ettiler.Bira fabrikasının bulunduğu alan çok büyüktür. (yaklaşık 40 dönüm) İçinde 1930 yıllarında çok ünlü olan Bomonti bira bahçesi yeralıyordu.(Bu bahçe 1950 li yıllara kadar açıktı) Bu fabrika semte ismini vermiştir.
VANİKÖY (İstanbul)
Anadolu yakasında,Çengelköy-Kandilli arasındadır.Bizans dönemindeki adı Nikapolis (Güzel kent) dir.IV.Mehmet in vezirlerinden Köprülü Fazıl Ahmet paşa tarafından,din alimi ve vaiz Mehmet efendi Vandan getirilerek bu semte yerleştirilmiştir.Burada bir cami yaptıran Mehmet efendi Vandan gelen,Vanlı anlamında Vani Mehmet efendi olarak tanınmıştır ve semt onun anısına Vaniköy olarak anılmaya başlanmıştır.
TEŞVİKİYE (İstanbul)
Avrupa yakasında,Maçka-Beşiktaş-Nişantaşı semtleri arasındadır. Abdülmecit döneminde (1839-1861) şehrin yoğun apartman görüntüsünden biraz olsun kurtulmak ve Tanzimat fermanında özel mülk edinilmesini teşvik etmek için yapılan çalışmalar kapsamında kurulan ve bahçeli kargir köşklerden oluşturulan mahalle Devlet teşviki ile yapıldığı için Teşvikiye adıyla anılmaya başlanmıştır.
TARABYA (İstanbul)
Avrupa yakasında,Boğaz kıyısında,Rumelihisarı-Yeniköy arasındadır. Havasının temizliği,güzelliği sebebiyle Antik çağda Pharmacias sonraları Therapia (Tedavi,İyileştirme) İsimleri ile anılıyordu.Semtin adı zamanla Tarabya şekline dönüşmüştür.
ŞİŞLİ (İstanbul)
Avrupa yakasında,Beşiktaş-Nışantaşı-Osmanbey-Mecidiyeköy-Dikilitaş Arasındadır.İsmi hakkındaki en yaygın yakıştırmaya göre,şiş yapımıyla uğraşan köklü bir ailenin burada oturduğu ve konaklarınında da şişçilerin konağı olarak anıldığından semtin isminin önceleri Şişçiler daha sonra Şişli ye dönüştüğüdür.
SÜTLÜCE (İstanbul)
Avrupa yakasında,Halıcıoğlu-Kasımpaşa-Silahtar arasında,Haliç kıyısındadır.Bizans döneminde küçük bir köy olan semtte (Sut membat köyü) bronzdan yapılmış ve göğüslerinden su akan bir kadın heykeli varmış.Sütlerinin bol olması için yeni doğum yapan kadınlar tarafından ziyaret edilirmiş bu yüzden semte Sütlüce adı verildiği söylenmektedir.
PANGALTI (İstanbul)
Avrupa yakasında,Harbiye-Dolapdere-Feriköy-Osmanbey semtleri arasındadır.İsmi hakkında değişik söylentiler vardır.
1-Osmanbeyde açılan Osmanlı bankası o zamanki adı Hamam olan Pangaltıya yakındı ve semt bu bankadan dolayı Banka altı olarak anılmaya başlandı,isim zamanla Pangaltıya dönüştü.
2-Kalabalık olan yerleşimde yaşayan bir Levanten olan Mösyö Pangaldi burada bir gazino açmış ve gazinoya kendi ismini vermiştir.Bu isim zamanla semtle özdeşleşerek Pangaltı ya dönüşmüştür.
3-Semtte oturan bir Levanten bahçe içinde Pane Galeti isimli bir çayhane açmış ve yaptığı pasta,keklerle meşhur olmuştur.İstanbulun çeşitli semtlerinde oturan aileler Haydi Pera ya gidelim,Pane Galati de pasta yiyip çay içelim derlermiş.İsim semtle özdeşleşmiş ve zamanla Pangaltı ya dönüşmüştür.
4-Semtte çoğunlukla Rum,ERmeni ve İtalyan Katolikler oturmaktaydı.özellikle İtalyan Levantenler semtte bolca bulunan fırınları çaliştirıyordu.İtalyanca Pani (ekmek) , Caldi (sıcak) kelimelerinin birleşimi Panicaldi zamanla Pangaltı ya dönüşmüştür.

Diğerleri için İstanbul semt isimleri

Türküm Doğruyum Çalışkanım


Sabah sevgili ve meraklı çalışma arkadaşım andımızı kim yazmış biliyor musun dedi.Hayır bilmiyordum ve bu zamana kadar merak etmemiştim nedense.Arkadaşıma kim yazmış bir araştır dedim ve sizlerle paylaşıyorum.İlkokulda her sabah okuduğumuz andımızı Dr.Reşit Galip yazmış.23 Nisan 1933'te Türk çocuklarına armağan etmiş.

Prof. Dr. Afetinan, "Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler" adlı eserinde (s. 213) Dr. Reşit Galip ve "AND" hakkında şunları yazmıştır:
"1933 yılının 23 Nisan Çocuk Bayramı idi. O, heyecanla Çankaya köşküne geldiği vakit, Atatürk'ün yanında bana bir kâğıt uzattı ve şunları anlatmaya başladı. 'Sabahleyin ilk bayramlaşmayı kızlarımla yaptım. Onlara bir şeyler söylemek istediğim vakit, bir and meydana çıktı. İşte Cumhuriyetimizin 23 Nisan çocuklarına armağanı' dedi:
Bu sözler, Türk çocukları tarafından o yıldan beri tekrarlanmaktadır. Vatanperver Dr. Reşit Galip, evvelâ bir baba olarak bu hisleri duymuş; sonra da Millî Eğitim Bakanı olarak okul çocuklarına bu andı içirmişti."
Öğrenci andında yer alan her sözde ve anlamında Türk Millî Eğitiminin amacının özü vardır. And'da geçen her sözün ve ettikleri yeminin anlamı öğrencilere iyi kavratılmalı. Öğrenciler, okul içinde ve okul dışındaki hayatlarında, her sabah söyledikleri and'a göre hareket ederek "doğru" ve "çalışkan" olmalı. Küçükleri korumalı. Büyükleri saymalı. Yurdunu ve milletini özünden çok sevmeli. Yükselmeyi ve ileri gitmeyi "ülkü" edinmeli. Atatürk'ün açtığı yolda, gösterdiği hedefe durmadan yürümelidir. Yeri gelince varlığını, Türk varlığına armağan edebilmelidir.
Öğrencilerin okul içinde ve okul dışındaki davranışları, AND'da söyledikleri sözlere ve ettiği yemine uygun olmalıdır.

Merakı ve araştırması için Tijen'e sevgilerimi sunuyorum.

Fermuar

Kapanmayan çizme fermuarlarımla ilgili pratik bir çözüm(en kesin çözüm az biraz zayıflamak bunu biliyorum:))ararken birden karşıma fermuarın tarihçesi çıktı ve hemen sizlerle paylaşmaya koştum.
Fermuar ingilizce de zipper demek.Peki neden? Çünkü fermuarı çekerken zippp diye ses çıkıyor,madem sesi zip diye adını zipper koyayım demiş B.F.GODRICH COMPANY.Ama bu firma sadece isim babası.Fermuarın icadında birkaç kişinin emeği olmuş.İlki dikiş makinesini de icat eden Elias Howe.Ama Howe dikiş makinesiyle fazla ilgilendiğinden dolayı fermuara pek ilgi göstermemiş.Daha sonra sırasıyla Mr. Whitcomb Judson,Gideon Sundback.Gideon modern fermuar tasarımını yapmış.

Peki güzel türkçemizde neden fermuar diyoruz.Çünkü Fransızlarda "fermoir" deniliyorsa bizde de ancak fermuar denilebilir.Neden başka dillerden isimler kopyalıyoruz hiç anlamıyorum.

Peki,fermuar kalitesi Dünya çapında olan YKK firmasının ismi nereden geliyor?

1945 yılında Tokyo'ya yapılan bir hava saldırısı sırasında işyeri tamamen yok olan Tashida ,küllerinden yeniden doğmayı fermuar üretimiyle başardı.1948 yılında fermuarlarına Yoshiyida Kogyo Kabushiki Kaisha'nın kısaltılmışı olan YKK ismini verdi.

Ece Ajandaları



Ajanda denilince aklımıza ilk gelen ece ajandaları olur herhalde.Günümüzde süslü püslü birçok ajanda var ama Ece Ajandaları aklımıza ilk gelen olur.Siyah kapağının üstünde Altın yaldızlı harflerle Ece yazar.Siyah ve altın sarısının güzel uyumu vardır kapakta.

Peki neden ece'dir bu ajandaların ismi hiç düşündünüz mü? İnsanın işi gücü yok bunu mu düşünür diyebilirsiniz zira bende düşünmedim :) Geçen gün gazete okudum bu hikayeyi.Bilinen hikaye ajandanın basıldığı yıllarda ilk defa bir türk güzeli dünya güzeli seçiliyor ve kıza Atatürk  "Ece" unvanını veriyor.Bu unvan ajanadaların da ismi oluyor.Yıllarca doğru hikayenin bu olduğu sanılmış ama işin iç yüzü öyle değilmiş.

Genelde olduğu gibi bu ismin de arkasında hazin bir aşk hikayesi var.Bu hikayeyi torunlardan Seydali Göneli'den okuyalım. "Ece ismi, bizim için gizli kalmış bir yara gibidir. Dedenin üçü kız olmak üzere beş tane çocuğu var. Erkek çocuklardan en büyüğü, yani Ahmet Dayı, pilot olmayı çok istiyor ve pilot olmak için Romanya'ya gidiyor. Ece isminde güzel bir kıza âşık oluyor. Ama o kızla birlikte olamıyor, ayrı düşüyorlar. Ahmet Dayı bu aşkından dolayı İran'a gidiyor ve kayboluyor. Kendisinden bir daha haber alınamıyor. 'Ece' ismi de oradan geliyor; bizim 'Ece'miz Ahmet Dayı'nın aşkıdır. Bu hikâye gizli kalmıştır. Hatta bunu kamufle etmek için, Atatürk'ün ilk dünya güzellik kraliçemiz Keriman Halis'e verdiği 'Ece' unvanından dolayı bu ismin konulduğu söylenmiş hep. Bu hatırayı kendi içimizde daha fazla saklamanın artık bir anlamı olmadığını düşündük. Bu yüzden de bu defterlere 'aşkın defterleri' diyoruz."

Buldum Buldum

Aşağıda tanıtmış olduğum bunlardanistiyorum sitesi gibi değişik şeyler satan bir site daha.
buldumbuldum Bu sitede de eğlenceli,farklı tasarımlar bulabilirsiniz.Dilek tutmak için yıldız kaymasını beklemeye gerek yok,kendi yıldızını kendin yap,kendin kaydır.İşyerinde kupanızı kullanan münasebetsizler mi var,işte kesin çözüm tıpalı kupa.Tıpayı bardaktan çıkardığınızda bardaktaki delikten çay,kahve münasebetisizin kıyafetini berbat ediyor.Sevmediklerimiz için kullanabiliriz aslında :)


Bunlardan istiyorum

Bu sitede satılanları görünce diyeceğiniz ilk şey "bunlardan istiyorum" olucaktır.Sitenin ismi de buna tam uyuyor. http://www.bunlardanistiyorum.com/   Fiyatları biraz cep yaksa da çok güzel şeyler var sitede.Almayacaksak da göz gezdirebiliriz.Benim en çok istediğim bu  çoraplar oldu.Kışın ayakkalarım buz gibi oluyor ve hep ısıtıcılı ayakkabı istemişimdir.Ayakkabı olmasa da üşüyen ayaklarımı bu çoraplarla ısıtabilirim.Çorapları mikrodalgada ısıtıyormuşuz.At fırına,çıkar giy ayağına.Pek bir pratik geldi bana.
Bir de mopod dikkatimi çekti.İçimizdeki çocuk için gibi gözüksede aslında kullanışlı olabilir.Bazı işyerlerinde telefonun sesininin kapalı olması gerekiyor,bu gibi durumlarda mopodunuzu görebileceğiniz bir yere koyarsanız telefon çaldığında yada mesaj geldiğinde mopod fırfır dönmeye başlıyor.
Çok çeşitli,farklı,eğlenceli,kullanışlı eşyaları görmek istiyorsanız http://www.bunlardanistiyorum.com/




Afrika'daki çocuklara yardım edelim.

http://www.freerice.com/subjects.php?t=287469223573  

Canın mı sıkıldı,daral mı geldi,deporesyonda mısın?
Zeka oyunları sevdiğim için genelde bu tür oyunların olduğu siteleri araştırırım.Bunlardan biride freerice.Doğruluk derecesini bilemiyorum ama oyunlarda doğru sonuçları buldukça Afrika'da ki aç çocuklara pirinç göndermiş oluyormuşsunuz.Sitede birkaç çeşit oyun var,keyfinize göre seçiyorsunuz.İsterseniz matematiğinizi geliştirin,isterseniz ingilizce kelime bilginizi veya hangi ressamların hangi tablolarını biliyorsunuz test edin.


Flash Fabrica

Beyin jimnastiğimi yapmak  istiyorsunuz?  
http://flashfabrica.com/f_learning/brain/brain.html


Sirke

Sabahları aç karna elma sirkesi ve bal karışımı içiyorum,bunu araştırırken karşıma sirkenin nasıl yapıldığı çıktı.Merak edenlerle paylaşmak istedim.
Sirke,şarabın bozulmuş haliymiş.Sirke şarap olarak yapılıp,şarabın içine mısır koçanı atılıp şarap bozulup sirke oluyormuş.


Talk to strangers!

İngizlice pratik yapmak isteyenler için bir site.En güzel tarafı da takma isim kullanmamak.Bildiğiniz chat odaları gibi değil.Karşınıza kim çıkarsa onunla laflamaya çalışıyorsunuz.İsminizin hiçbir önemi yok,her iki tarafda yabancı olarak geçiyor.Ben birkaç defa girdiğimde endonezyalılar çıktı karşıma.Sanırım genelde onlar ve türkler var sitede.Canınız sıkıldığında,endonezyada havalar nasıl diye merak ettiğinizde girebilirsiniz.

http://omegle.com/

Zedge.net







Cep telefonuyla ilgili herşeyi burada bulabilirsiniz.Farklı melodiler,sms melodisi,duvar kağıdı,oyun,tema...
Telefonunuzun modelini seçiyorsunuz ve yüklüyorsunuz.





Burçlara dair gizli bilgiler



Hepimiz az çok burçlar hakkında bilgiye sahibizdir.Önce kendi burcumuzu okuruz,sonra sevgilimizinki,en yakın arkadaşımız falan derken üç aşağı beş yukarı fikrimiz olur.
Ben tanıdığım kişilerden yola çıkarak tamamen subjektif gözlemlerimi aktaracağım.

Akrep Kadını,bizzat kendim bu burcun mensubuyum.Geçen gün astrolog bir hanım sevilmeyen iki burcun ikizler ve akrep olduğunu söyledi.Sebebi de akrep burcunun "doğrucu davut" olmasıymış.Herkesin söylemekten çekinidiği şeyleri pat pat insana söylermiş.Bu özelliğimi bu sene farkettim.Gerçekten insanları kendileriyle yüzleştiriyorum,hatta bu durumu abartan bir arkadaş her anı not alıyormuş gibi -ama sen geçen sene eylülün ikinci haftası akşam 5'te bunun tam tersini söylemiştin,deyip adamı yerden yere vuruyordu.Hafızamında zayıflığını fırsat bilerek işi hiiiç o noktaya getirmem.Ben sadece şakayla karışık kurbanı kendisiyle yüzleştiriyorum :)
Tabii bu durum kurbanlarımın hoşuna gitmiyor.Ama bilseler ben onların kişisel gelişimini olumlu yönde ilerletmeye çalışıyorum eminim alnımdan kocaman öperlerdi.Bu burç kadınların diğer müstesna özellikleri hafif kinci olmaları,ama bence unutmamak her insanda var.Herkes biraz kincidir.Canınızı acıtan birini nasıl unutabilirsiniz ki.Dedektifliğe çok eğilimli olurlar.Herşeyi araştırmayı severler.Hazırcevaptırlar dolayısıyla da pratik zekaları oldukça gelişmiştir.Netteki sözlüklerden birinde akrep kadınları için iyidir hoştur ama sidik yarışı yapabiliteleri vardır yazıyordu.Gerçekten doğru bazen kendimi istemeden böyle bir yarışın içinde buluyorum,bazen dediğime bakmayın genelde böyle oluyor :) Ama akrep kadınları doğrudur,yalanları yoktur,kıvırmazlar abartmazlar olduğu gibi söylerler herşeyi.Güvenilecek nadir kadınlardandırlar.

Oğlak Kadını;Genelde çok konuşurlar,çok hareketlidirler,yaşları kaç olursa olsun hiperaktifdirler.Bu kadınlara yetişmek imkansızdır.Sıcakkanlıdırlar,bazen fazla sıcakkanlı olduklarını düşünüyorum.Karşı cinse meraklı olurlar.Bakınız:Seda Sayan
Dikkat çekmekten hoşlanırlar,bulundukları ortamın gözdesi olmayı severler,kim sevmez o da ayrı konu.Modern gibi gözükselerde geleneklerine bağlıdırlar,düzenlidirler.Ketumdurlar,fazla renk vermezler,duygularını fazla belli etmezler.Eğer yükseleni, sabit olmayan bir burçsa daha anlaşılır olurlar ama sabit bir burç ise daha inatçı,daha cimri,daha dikkafalı oluyorlar.

Oğlak Erkeği;Kadınları gibi geleneklere bağlı tarafları vardır.Bence zodyaktaki en inatçı burç oğlak erkeğidir.Nuh der peygamber demezler.Taş dile gelir bunlar inadından vazgeçmezler.Cimri olanı da vardır,eli açık olanı da.Hesaplarını bilirler genelde.Kadınları gibi erkeğide karşı cinsi pek sever.Çok çekici özellikleri olmamasına rağmen sıcakkanlılıklarından dolayı pek çok kız arkadaşları olur.

Boğa Kadını;En çok boğa burcundan tanıdığım var.Bu burç konusunda yarı uzman sayılabilirim.Boğa kadınları da diğer burçlarda olduğu gibi yükselenine göre katılaşıp,yumuşuyor.Ortak özelliklerine gelirsek;ketum olurlar,kolay kolay dertlerini anlatmazlar,bazen o kadar bezdirirler ki ne halin varsa gör diyesi gelir insanın.Mutsuz olduklarında devekuşu gibi kafalarını kuma görerler,o kafayı kumdan çıkarmak normal insan evladının işi değildir.Pes edip gitmek lazım,aklınızda olsun.Biraz depresyon eğilimlidirler çünkü karamsardırlar.Her olayın kötü tarafını görmede çok başarılıdırlar.Küçük şeylerle mutlu olma yetileri pek gelişmemiştir.Bazıları bazen umursamaz olur,ararsınız geri dönmezler,sorarsınız cevap vermezler.Bazıları ise sanırım yükseleni sabit burç olmayanlar daha özenli olurlar.Sevdiklerine elleri açıktır,para harcamaktan kaçınmazlar.Ama hesaplarını da bilirler.İnsan ilişkileri de ne soğuk ne de fazla samimidir,olması gerektiği kıvamdadır.

Başak Kadını;Bu burcun kadınlarının ne tür özellikleri var diye düşünürdüm meğerse sezgileri kuvvetliymiş.Ne soğuk ne de sıcaktırlar arada kalmışlardır biraz.Sevgi sözleri pek duyulmaz.Mantıklı kadınlardır,ayakları yere basar.Genelde kendileriyle meşguldürler,kendi güzellikleriyle  ilgilenirler,iltifat ederken edip etmedikleri pek belli olmaz,çaktırmamaya özen gösterirler.Aşırı davranışları yoktur.Güvenilir kişilerdir,sırrınızı söyleyebilirsiniz.

Kova Erkeği;Başlarda hiç sevmedim bu burç adamlarını.Sürekli öne çıkmaya çalışan,çok konuşan ve de boş konuşan,çok itici kimselerdi benim için.Hala çok ve boş konuştuklarını düşünüyorum ama artık daha sevgiyle karşılayorum kendilerini.Belki de bu değişim yavaş yavaş hümanist olmaya başlamamdandır.Bu burç erkekleri rahat,konuşkan,esprili biraz da uçarı tiplerdir.Dışardan pek güvenilmez gözükürler,derinlerine inmediğim için gerçekten güvenilirler mi bilmiyorum.Evcimen oluyorlar.Ve kova kızlarıyla iyi anlaşıyorlar.

Kova Kadını;Erkeğine başlarda ısınamasam da kova kızları pek eğlencelidir.Hatta tanıdığım birisine erkek olsam kesin aşık olurdum.Espri yetenekleri iyidir,ezik tipler değillerdir,sosyaldirler,uçarı gibi gözükseler de aklı başındadırlar.

İkizler Erkeği;Ve işte uzmanlık alanım :) Burçlarla ilgili bildiğim birşey varsa "ikizler erkeğinden,terazi kadınında uzak dur :)" İkizler burcu malumunuz dengesizliğiyle meşhurdur.Onlarda durum dengesizliği vardır,her an fikir değiştirebilirler.Hızlarına yetişmek zorlayıcıdır.Bu erkekler çok hovardadırlar,ağızları iyi laf yaptığından karşı cinsi ikna etmede pek zorlanmazlar.Zeki olmalarına rağmen,uzun vadeli planlar yapıp uygulamayı sevmezler.Genelde anı yaşamayı severler.Hayat felsefesi,bugün bulduğunu bugün ye,yarına allah kerimdir.Çok alıngandırlar,ama neye alındığını genelde anlamazsınız.
İstediklerini elde etmek için her yolu denerler,hevesle üstüne atlarlar ama kısa bir süre sonra sıkılıp,kenara atarlar.Dış görünüşlerine çok özen gösterirler,saçları olanlar jölesiz adım atmaz,olmayanlar peruk takar :)
Karşı cinste dış güzelliğe önem verirler,bakımlı,özenli olsun isterler.
Çabuk karar verip çabuk harekete geçerler,bekleyince karar değiştirecekleri için aceleleri bundandır.

Faili Meçhul Kıyak

Geçen gün tv izlerken denk geldim bu konuya.Tunç Kılınç, başkalarını mutlu edelim ama kimliğimiz belli olmasa da olur diye düşünmüş ve faili meçhul kıyak hereketini başlatmış.Tanıdığınız,tanımadığınız birine güzellik yapıyorsunuz ve yanına hemen kıyak hareketi kartını iliştiriveriyorsunuz.Böylelikle kıyak yapılan kişi kıyağın kökenini öğrenmiş oluyor.Belki çok beğenip kendisi de başka birine kıyak yapıyor.

Detaylı bilgi için; http://www.fikiratolyesi.com/2009/02/27/faili-mechul-kiyak/


Gamyun.net

Oyun oynamayı sevenler için bir site daha.Daha çok kelime oyunları ilgimi çektiği için sadece onları oynadım ve beğendim.Favorim kelimeyun oyunu.Scrabble benzeri bir oyun ve karşılıklı oynanıyor,ama lafacanda oynadığım daha akıcı daha samimi geliyor bana.Ama lafacan harici bir alternatif olması da iyi oldu.Siteye üye oluyorsunuz ve istediğiniz oyunu oynayabiliyorsunuz.
Sitedeki bazı oyunlar;okey,tavla,banko,bilardo,kelimeyun,kelimekule,yapboz.

http://www.gamyun.net/gamyun.php

Clocky/Uyandırmadan bırakmam



Sabahları uyanmak bilmeyen,saat çaldıkça kapatan sonra yine uykuya dalıp geç kalanlar için müthiş bir saat yapmışlar.Sıkıysa uyanmayın artık :) Saat çaldıktan birkaç dakika içinde uykudan eser kalmıyor.Uyanamamaya son.
Nasıl mı? Ürünümüz küçük şirin mi şirin bir saat.İstediğimiz zamana kurduğumuz saatimiz vakti gelince çalmaya ve kaçmaya başlıyor.Kendini bulunduğu yerden aşağı atıyor ve öterek kaçmaya başlıyor.Ve uyuyan sen de onu susturmak için başlıyorsun peşinden koşmaya.Kısa bir kovalamacadan sonra saatimiz yakalanıp susturuluyor ama bu arada hem uyanmış hem de sabah sporumuzu yapmış oluyoruz.

Amiş (Amish)

Bugün evde canı sıkılmış otururken cold case dizisini izliyordum.Amiş mezhebinden bir kızın ölümünü araştırıyorlardı.Ben de amişleri araştırmaya başladım.

Amiş,Protestan bir mezhep.Basit bir yaşama inanıyor ve öyle yaşıyorlar.Evlerinde telefon,televizyon,bilgisayar gibi modern dünyaya ait araçlar yok.Orduya katılımıyor,fermuar,düğme gibi eşyaları bile kullanmıyorlarmış.Aynı tarz elbise giyiyorlarmış,dizide gördüğüm kadarıyla toprak tonlarında gayet sade,üniformaya benzer giysiler.Tabii modern hayatı seçme hakları da var.Ama 16 yaşına gelmeleri lazımmış bu seçim için.Diziden öğrendiğim kadarıyla 16 yaşına gelen genç dış dünyaya açılma hakkına sahip,isterse gitmeyebilir de tabii.Dış dünyayı beğenirse orada kalıyor,eğer beğenmezse ailesine geri dönüp,hayatını sade şekilde sürdürmeye devam ediyor.

Bilgisayarsız bile yaşayamadığımızı düşünürsek bu kadar sade bir hayatı sanırım yaşamamız zor olur.Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki teknolojiye karşı koymamız imkansız.Hem şikayet ediyor hem de teknoloji olmadan yaşayamıyoruz.


Ağdanın Tarihçesi



Ağda ismi nereden geliyor,ilk ne zaman hangi amaçla kullanılmış.Tarihin gizli kalmış sayfalarını açmaya hazırmısınız :)

M.Ö. 15 Haziran 696 günü Lidya uygarlığı...

Batı Anadolu'da Gediz ve K. Menderes civarında ikamet eden Lidyalıların parayı bulmalarını takiben, sahtecilik diye bir meslek dalı oluşmaya başlamıştır.
Dönemin en boş gezen Lidyalısı, Karia köyünden Aida, altın sikkeleri taklit etmek için kolları sıvar.
Biraz limon suyu, biraz şeker ve yeterli miktarda suyu harmanlar. Bir kapta köpüklenene kadar ısıtır. Daha sonra bu karışımı sikke kalıbına dökmeye başlarken kazayla bacağına döker. Karışım katılaşır, Aida bir ucundan tutup can havliyle çeker. Sonuç ortadadır. Karışımın döküldüğü bölgede tüyden eser yoktur.

Aida; sahte sikke yerine tarihteki ilk tüyleri yok edici solüsyonu bulduğunu fark ederek, seri üretime geçer, buluşa kendi adına verir.

İsim, zaman içinde, değişime uğrayarak, ağda olmuştur.

Kaynak:http://www.dashoow.com

Kelaynak kuşu



Haftasonu alışveriş atağımı bastırmak için dolaşırken gözüme bu kumaş kuşlar çarptı.English Home mağazasında satılıyor.

Hikayesi ise;Nuh Peygamber, tufandan sonra Ararat'a (Ağrı dağına) geldiği zaman 3 kuş türünü serbest bırakmış;
Barış için Güvercin,
Yeni bir çağ için Kırlangıç,
Bereket için Kelaynak kuşunu.
Halk arasında kelaynak kuşlarının soyunun tükenmesi durumunda kıyametin kopacağına inanılır.
English Home’de el yapımı olarak üretilen Bereket Kuşları, evlerinize her zaman bereket getirsin.

Ne okuyorsun

Sürekli kitap okumuyor diye şikayet edilir memleketim insanından.Oysaki bu sitede görüldüğü kadarıyla ufacıktan büyükçeye kadar baya kitap okuyucusu var.Bazen profillere baktığımda 16-17 yaşlarında gençlerin upuzun okudukları kitap listelerini görüyorum.Eğer gerçekten tüm o kitapları okudularsa okuyan bir toplumuz.Özellikle gençlerin o yaşlardan kitap okumaya başlamaları çok sevindirici.

Sitemizin adresi; http://neokuyorsun.com/

Siteye üye olunca okuduğunuz kitapların listesini oluşturuyorsunuz,kitaplar hakkında yorum yapabilir,puan verebilirsiniz.Okumayı düşündüğünüz kitaplar hakkında neler söylendiğini görebilirsiniz.Sitenin takas sistemi de var.Bu sistem nasıl çalışıyor bilmiyorum ama herhalde kitabı takas vermek isteyen kişiyle bağlantıya geçerek takas işlemini gerçekleştirebilirsiniz.Sitede olmayan bir kitap varsa ekleyebilirsiniz,yazarlar hakkında bilgi edinebilirsiniz.Site şu an test yayınında,her geçen gün yenilikler yapılıyor.Mesela şu an çekilişle 5 üyesine kitap hediye ediyor.İnşallah şanslılardan biri de ben olurum :) Kısacası çok yararlı bir site.Kitap okumayı seven bir yapınız varsa bolca vakit geçirebileceğiniz bir site.


effmypic

Çok güzel efektler olmasa da tanıtmadan geçmek istemiyorum bu siteyi.Belki işinize yarayacak birşeyler çıkar.Tipik resmi yükle efekt yapayım sitelerinden.Pek ilginç olmasa da ilginç efektleri modelimizin resimleri eşliğinde ekliyorum.

http://www.effmypic.com/




Sanal çiçek

Abe şoparlarım! sevdiklerinize çiçek göndermek istemezmisiniz.Sanal çiçeklerimiz var hanımmmm.Sanal çiçekçi geldi hanımmmm.
çiçekçi kadınlar böyle hanımm diye bağırmıyordu galiba onlar çarşafçıydı galiba :) Neyse bende zaten çiçekçi değilim.

Giriştende anlaşılacağı gibi sanal çiçek gönderebileceğimiz bir siteyi tanıtacağım.

http://www.flowers2mail.com/

Bu sitede; vazonun renginden,vazoya ekleyebileceğiniz aksesuarlara kadar istediğinizi seçip, istediğiniz kişiye özel notunuzla birlikte gönderebiliyorsunuz.

Geçmiş yıllarda yaşasaydım

Sizlere çok eğlenceli bir resim sitesi tanıtacağım.Acaba 50 lerde 60 larda yaşasaydık tipimiz nasıl olurdu hiç merak ettiniz mi? (bu yıllarda yaşayanlar sanırım bunu merak etmiyorlar)


Bu siteye resmimizi yüklüyoruz ve gerekli ayarlamaları yaptıktan sonra istediğimiz yıldaki şeklimiz karşımıza çıkıyor.Güzide resimlerimi örnek yaptım sizler için.(Üst dudak biraz ince geldi,idare edin artık)









Online müzik siteleri

Müzik ruhun gıdasıdır,müziksiz bir hayat düşünemiyorum.Özellikle çalışırken mutlaka müzik sesi gelmeli,Hal böyle olunca da mp3 yüklemekle uğraşmaktansa online müzik dinleyebileceğim siteleri araştırmaya başladım.Online müzik siteleri oldukça fazla,bilgisayarın hızını düşürse de mp3 yüklemekten kurtarıyor bu siteler.Canım sıkılınca hemen girip bir iki şarkı dinleyip keyfimi yoluna sokuyorum.Bu sitelerin çoğu aynı kaynaktan beslendiği için hemen hemen aynı şarkılar oluyor içinde.Bu sitelerin en güzeli sanırım last.fm ama o da artık ücretli oldu.Eskiden doya doya dinlerdim ama şimdi sadece 30 şarkıya izin veriyor.30 u doldurunca ücretli üye olmak gerekiyor.Last fm'de dinlediğiniz şarkılara göre otomatik liste oluşuyor ve tarzınıza uygun şarkıları ard arda dinlemeye başlıyorsunuz,tabii parayı veren şarkıyı dinler oldu artık.


Aşağıdaki linklerden müzik sitelerine ulaşabilirsiniz.


Brain Buddies


Facebook oyunlarından birini tanıtacağım.Bu oyunun varlığından sanırım çok geç haberim oldu.Haberim olunca da bağımlısı oldum.Oyunun vaadi beyin ağırlığımızı ölçmesi.Oyun 4 bölümden oluşuyor.Hafıza,mantık,hesaplama ve görsel.Bu bölümlerden alınan puanlar toplam puanı oluşturuyor.Aynı zamanda bölümler içinde rekor kırılınca çeşitli ödüller veriliyor.Mesela benim ödüllerim hafıza efendisi,mantık lideri,hesap uzmanı,görsel yetenek,bonus toplayıcısı,bonus patronu.Ne kadar çok özelliğim varmış :) Bu oyunu oynayan arkadaşlarınızın puanını görünce onlarla yarışmaya başlıyorsunuz.Böyle olunca da hırs ve dolayısıyla da bağımlılık yapıyor.Bu oyununda hilesi varmış ama ne zevki kalır ki o zaman.Zeka oyunu sevenler için tadından yenmez bir oyun.Facebook üyeliğiniz varsa buradan yükleyebilirsiniz. http://apps.facebook.com/brainbuddies/

Busuu.com


İnternetin insanın gelişimine olan katkısı yadsınamaz.Kocaman bir ansiklopedi parmaklarımızın ucunda.Ne tür bilgi ararsanız bir kaç tıklamadan sonra karşınızda.Bilginin türü sizin ilgi alanınıza kalmış,yararlı konular olabileceği gibi öğrenmesek de yaşayabileceğimiz konularda olabilir.
Bugün sizlere yararlı bir siteden bahsedeceğim.Malum ingilizce dünya dili,internette gezinmek için bile bu dile ihtiyacımız var.
http://www.busuu.com/enc/home bu sitenin ingilizce öğrenmenize faydası olacaktır.Yararlı uygulamaları var,ama biraz olsun ingilizce bilgisine sahip olmak gerekiyor siteyi kullanabilmek için.Resimlerle anlatmaya çalışmışlar ama bazen anlaşılmıyor,bu durumda da sözlük imdadınıza yetişiyor.Sesli uygulamaları da olduğu için telaffuz için de uygun.Bazı uygulamaları ücretli üyelik gerektiriyor ama onlar olmasa da oluyor.İngilizce öğrenmek isteyenler için bu siteyi tavsiye ediyorum.

Lafacan.net


Lafacan.net bir kelime oyunu sitesi.http://www.eksiduyuru.com/ sitesinde öğrenmiştim burayı.Ve müptelası oldum.Yenilen pehlivan güreşe doymzmış misali yenildikçe oynadım.Puan olarak alt sıralardayım ama gözüm yükseklerde.Bazıları gerçekten bu işin piri olmuş,daha sen ne olduğunu anlamadan ueni mat ediyorlar.Sanırım zamanla olacak birşey bu.Birde yüksek puanlı olan oyuncular alt sıradakileri masalarına kabul etmiyor.Başlarda çok sinirlenmiştim bu duruma kendimi ezik hissetmiştim hatta kendime kara liste oluşturdum,kabul etmeyenleri listeledim.Bİrgün bende puanımı yükseltince onları masama kabul etmeyeceğim :)
Ama öğrendim ki puanı yüksek olan düşük puanlı biriyle oynayıp kazanınca çok az puan alıyormuş.Biraz hak verdim onlara.Tabi yenilerle oynamak sıkıcıda olabiliyor zira bende biraz tecrübe kazandığım için yenilerle oynayınca sıkılıyorum,buna burnu büyümek deniyor sanırım.Her an birinin kara listesinde adım geçebilir.
Lafacan, üye kabul etmiyor,neden olduğunu bilmiyorum.Ben bu adresten üye olmuştum,belki sizde olabilirsiniz. http://www.lafacan.net/s/register.aspx